Page 26 - Kastamonu Genç Akademi Dergisi 3. Sayı
P. 26
niyetini yanlış anlamak da bazen tehlikelidir. Elbette herkesin bu meseleleri ve bilimleri bilmesi
imkânsız ancak bir yerden sonra İsrailiyyat tarzı bir zihin tahrifine yol açıyor. Basit bir örnek
verelim:Geleceğin teknolojisi için uzaydaki madenlere ulaşmaya çalışan ünlü bir milyarderin
aslında "Kıbleyi ortadan kaldırmak için Mars'a çıkacağını iddia edenler” oluyor. Biraz fıkıh
bilene çok gülünç ve cahilce gelse de bunlar toplumun bir kesiminde yer ediniyor ve istenmeyen
tesirleri oluyor. Bu tip harici yanlış anlamalar çok vahim sonuçlara yol açar.
Özellikle 2000'li yıllarda Türkiye'de çok okunan ve tüm dünyada çevirileri olduğu iddia
edilen bir şahıs evrimi çürüttüğünü iddia ediyordu. Zamanla Avrupa ve Amerika'da da ün
yaparak "İslam'ın biyolojiye bakışı böyle" algısına sebep olmuştu. Evrim demeyip biyoloji
dememizin sebebi hem öyle anlaşıldığından hem de bu meselenin asıl muhataplarının biyolog
olmasındandır. Neticede biyoloji bir fen (âlet) bilimidir ve fıkıh, akait muamelesi göremez,
iddiaları din sahasında otorite olamaz. Ancak gerekli durumlarda bu ilimler biyolojiden
faydalanabilir. Burada esas, biyolojideki bir teoriye itiraz ederken o ilmi bilerek itiraz etmektir.
Ancak muarızları o yazar temel coğrafya. Jeoloji ve biyolojiden bihaber olduğundan
Müslümanları, özellikle de İslâm'ı bilim karşıtı olarak algılatıyordu. Oysa işin aslı başka.
Batı'da bilim. Kilise sultasına ve bağnazlığına karşı geliştiğinden paradigmasında dine karşı hep
bir tavır ve mesafe vardır, hatta ideolojik karşıtlık yaygındır. İslam dünyasında bilimin çok
geliştiği dönemde böyle bir ikilik şöyle dursun, çoğu bilim adamı aynı zamanda dini ilim ve
unvan sahibiydi. Bilimi en geniş tabiriyle "Allah'ın yarattıklarının alet ilimleriyle keşfi" diye
görmek makbuldü. İlaveten mevzubahis evrim karşıtı yazar fenni ve İslami ilimlerden habersiz
olduğu kadar yazdıklarında da dürüst değildi. Batı'da özellikle muharref İncil ve Tevrat'tan alma
iddiaları Türkçe’ye ve diğer dillere olduğu gibi çevirerek sanki İslâm'ın meseleye bakışı
buymuş gibi öne sürüyordu.