Page 28 - Kastamonu Genç Akademi Dergisi 3. Sayı
P. 28

YERDE VE GÖKTE ÖVÜLEN MEHMET AKİF ERSOY’A


                      Seda ÖDÜBEK / KÜ İLAHİYAT FAKÜLTESİ

                             Siz bu dünyadan  heybenizi alıp göç edeli uzun seneler olmuşken,
                      heybesine  Mehmet  Akif’i  katmak  isteyen  ben,  sizi  bir  teheccüd  vakti
                      insanlığın gözlerini yumduğu bu uyuyan şehirde,kelam ve kağıt eşliğinde
                      sizin hayatınıza  seyri alem yaparken daldım,sonra gözlerimi çevirdiğim de
                      kalemin,  beni  o  mübarek  isminizi  heyecanla    yazmamı  beklediğini
                      hissettim.Kalemin dili olsa da konuşsaydı, kim bilir sizin hakkınızda neler
                      söylerdi…  Kalem  de  özledi  sizi…Susamış  çölde  bir  avuç  su  bekleyen
                      dudakları kurumuş bu insanoğlu’da özledi… İnsan ‘unutan ’ demekti,  peki
                      ya siz bu anlamı yerle bir eden şair olmayı nasıl başardınız ?


                             Gönül denen o yıkık viraneyi nasıl gül bahçesine çevirdiniz? Gökteki
                      yıldızlar  bu  gece  bana  eşlik  edip  size  bu  satırları  yazmamda  yardımcı
                      oldular…Ey  sema  Mehmet  Akif  size  dalarak  şiirlerini  kaleme  alır  mıydı
                      anlatsana bana? Türk millletine yazdığı o İstiklal Marşı sema cümbüşüyle
                      yükselmiş  ay  yıldızlı  bayrağa  bakarak  insanlığın  kalbine  işlemiş,her
                      okuyuşta  zerreazalmayan  o  kalp  çarpıntısı,yürek  sancısı,asırlardır  nice
                      insanlığın ortak atışı olmuş o kutlu İstiklal Marşı’nı anlatmaya sözler kafi
                      gelmez…Dil  lal  olup  susmak  ister…Gözler  şahlanıp  Mehmet  Akif’in
                      gözünde  girdap  olup  kaybolmak  ister…Öyle  ya  biz  sizi  anlatırken  bu
                      girdapta kaybolurken sizin girdabınız neydi? Hangi sözcükler boğazınızda
                      tıkanıp kaldı,kağıda dökülecek onca sözler nasıl kalpten ötesine gidemedi
                      de  yalnız  Hakk’ın  gayretine  dokundu…Hani  İstiklal  Marşı’nı  yazdıktan
                      sonra ödülü kabul etmemişsiniz ya, neydi sizi durduran? belki de bunları
                      dile getirmeye de sözler yetmedi değil mi? Ödül….Çok önemli ama İstiklal
                      Marşı’nı  yazarken  ki  gözden  gelen  yaş  daha  büyük  bir  ödüldü
                      zannımca…Hani ‘Korkma’ dediniz ya bu sözcük milletimizin kalbine mıh
                      gibi kazındı,başka söze de hacet kalmadı...Zor zamanlarımız da yürekler
                      tek ses oldu ‘Korkma’dedi…Ne olursa olsun Türk bayrağına baktığımız da
                      İstiklal  Marşı  yüreklerimizi  dalgalandırdı,  tarifi  imkansız…Bu  şiirde
                      herkesin  tarifi  farklı…Tarifi  yazmaya  kağıtlar  el  vermez,  tükenir…Türk
                      milletinin gönlüne, bayrağa yazılmış bu şanlı eser…Nice alem gelse yakıp
                      yıksa gönüldekini yakmaya cesaret edemezler çünkü siz bize  dediniz ya
                      ‘Korkma’ ha işte o sözcük hep yanımızda başucumuzda , şükranlarımızı
                      sunmak  yetersiz…Sizin  için  yürekler  bir  olup  gönlünüze  teşekkürü
                      nakşetmek ister…

                             Hayatımızın  parçası  olduğunuz,  kalplere  dokunduğunuz  için,  bir
                      olmayı öğrettiğiniz için teşekkür eder minnetlerimi sunarım…
   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33