Page 33 - Kastamonu Genç Akademi Dergisi 3. Sayı
P. 33
DEİZM’İN ÇIKMAZLARI
Ahmet Can Kuşoğlu / KÜ İlahiyat Fakültesi
Deizm; din, vahiy ve peygamber inancı olmadan bireyin kendi aklıyla Tanrı’ya olan
inancını esas alan bir görüştür. Bu görüşe göre insanın Tanrı’ya ulaşabilmesi ve O’nu
bilebilmesi için arada yardımcı unsurlara gerek yoktur. Peygamberlerin getirdikleri düsturlar
deizme göre saf Tanrı inancını bulandırır. Deizm terimi Latince Tanrı anlamındaki deus
kelimesinden türetilmiştir. Deizm kavramı ilk olarak 17. yüzyılda Avrupa’da kullanılmaya
başlamıştır. Deizm Avrupa’da Hıristiyanlığın hâkim olduğu bir çevrede kiliseye tepki olarak
doğmuştur. Kilisenin insanlara dayattığı karmakarışık ve baskıcı dini inancın karşısında yer
almıştır.
Deizm her ne kadar doğal din vurgusu yapıp semavi dinlerin kurumsallaşmasını sorun
edinse de bünyesinde belli başlı sıkıntılar barındırmaktadır. Deizmi ele almaya çalıştığımızda
karşımıza çıkan ilk ve en önemli husus, bu akımın herhangi bir sistemsel alt yapısının ve
dayanağının olmamasıdır. Dolayısıyla deizmi objektif bir şekilde eleştirmeye kalktığımızda
karşımızda elle tutulur ve sistemsel bütünlüğü olan bir akım görememekte, bu konuları felsefî
düzlemde tartışacak bir muhatap bulamamaktayız. Deizmdeki en büyük boşluk ölümden
sonrası meselesidir. Deizm, Tanrının insanları fikirsel boşluklardan kurtarmak için
peygamberler aracılığıyla buyruklar göndermesi düşüncesini kabul etmediği için ahiret
meselesini kendi çevresiyle, yani deist bireylerle şekillendirmek durumundadır. Bu durumda
ortaya bağlayıcılık problemi çıkmaktadır. Herhangi bir inanç yahut inançsızlık sisteminde hele
ki metafiziksel konularda birbiriyle tutarlı görüşler aranır. Bu görüşler hem o sistemin
meşruiyetini güçlendirir, hem de dışarıdan gelebilecek muhtemel eleştirilere karşı koruma
kalkanı sağlar. Sosyal, siyasi veyahut dinî bazı sistemler vardır ki içerisinde sistemsel bir
tutarlılık olduğu için her ne kadar çok saçma bile olsa geniş halk tabanında muhataplar bulabilir.
Böylece o sistemin mensupları öngörülen konular hakkında birbirine yakın şeyler düşünür ve
söyler. Lakin deist çevrenin halk tabakasındaki mensuplarının verileri gelen düşünürlerinin
ahiret konusundaki düşünceleri birbirini tutmamaktadır ve hatta kişiden kişiye değişmektedir.
Bir kısım deistin bu konudaki düşüncelerinin bire bir semavi dinlerden taklit olduğunu ve en
ufak bir farklılık olmadığını gözlemleyebilirken, diğer bir kısmın bu konuda özgün
düşündüğünü veya bu konuda herhangi bir görüşünün olmadığını hatta ilgisiz kaldığını
gözlemleyebiliyoruz. Bu konudaki görüş farklılıklarını somut olarak ifade etmek gerekirse; bir
kısım deistin ölümden sonra insan ruhunun sonsuz olarak ödül ve cezaya dûçar olacağını
düşündüğünü görebilirken, diğer bir kısmının ödül ve cezayı kabul ettiğini, lakin bunların
sonsuz olmadığını ve olamayacağını, hatta diğer bir kısmının ise Tanrı’yı kabul etmelerine
rağmen sonlu ya da sonsuz bir ahiret hayatını kabul etmediklerini görmekteyiz. Sonuç olarak
ahiret konusunda birbirinden oldukça farklı olan bu görüşlerinin nihayetinde tutarsız birer
yorum kümesi olduğunu görmekteyiz. Bu bakımdan deistlerin metafizik alanında
söylediklerinden hareketle bu akımın aslında içerisinde hatırı sayılır ölçüde agnostik öğeler
taşıdığını görmek mümkün. Bu yüzden deizmin tek çatı altında bir oluşum olmadığını rahatlıkla
söyleyebiliriz.