Page 34 - Kastamonu Genç Akademi Dergisi 3. Sayı
P. 34

Günümüz deistlerini görüş farklılıklarına göre sıralamamız gerekirse karşımıza şu üç tip
               çıkmaktadır:

                   1-  Dinden tamamen kopamamış ve semavî dinlerin öğretilerinin bir kısmını kabul edenler.
                   2-  Dinlerin tüm öğretilerini reddeden ve Tanrı kavramını kabul etseler dahi içini boşaltmış
                      olan nihilist deistler.
                   3-
                   4-  Dinî konularda herhangi bir yorumu bulunmayan ilgisiz deistler.


                   Felsefi olarak baktığımızda ise deizmin düşünsel olarak elle tutulur bir değerinin olmadığını
               görmekteyiz.  Çünkü  kendi  kategorisindeki  dinsizlik  akımlarıyla  karşılaştırdığımızda  deizm
               haricindekilerin dinî metafiziğe bir tepki koyduğunu, tanrı, nübüvvet ve ahiret gibi konuları
               toptan  reddedip  insanın  varoluşuyla  ve  hayatın  anlamıyla  ilgili  olarak  tabiri  caizse  ‘gün
               bugündür’  şeklinde  bir  yaşam  tarzını  benimsediklerini  söyleyebilirken,  deizm  için  durum
               bundan  farklıdır.  Deist  zihniyet,  ilkel  veya  sistemli  dinlerin  beyan  ettiği  metafizik  olguları
               düşünsel olarak masaya yatırıp incelediğinde odak noktası ve sorun olarak özgürlük, ibadet ve
               kurumsallık  gibi  konuları  kendisine  dert  edinmektedir.  Şöyle  ki,  Ateizmin  ne  olduğunun
               farkında olan bir Ateiste dinden niçin çıktığı sorulduğunda Tanrı ve dinî öğelerin kendisine
               saçma geldiğini ve bu yüzden hiçbir dini değeri tanımadığını söyleyecektir. Lakin bir deiste
               aynı soru yöneltildiğinde cevap olarak dinlerin insan özgürlüğünü kısıtladığını, mevcut dinlerin
               doğallıktan uzak bir hüviyette olduğunu ve haddinden fazla kurumsallaştığını söyleyecektir. Bu
               bağlamda  deizmin  diğer  dinsizlik  akımlarıyla  arasındaki  ilişki,  aynı  kategoride
               değerlendirilemeyecek  kadar  farklıdır.  Ateizm,  Agnostisizm,  Pozitivizm  ve  Nihilizm  gibi
               akımlar direkt olarak dini düsturlara ve Tanrıya karşıyken deizmin karşı olduğu ve eleştirdiği
               hususlar dinlerin işleyiş mekanizmalarıyla ilgilidir. Nitekim her fırsatta ‘doğal din’ vurgusu
               yapıp  semavi  dinlerin  sistemsel  eleştirisini  yapmaya  çalışan  deizm  akımında  eleştirilerinin
               karşıtı olarak hem bu dünyayı hem de ahireti tanımlayan tutarlı bir sistem görememekteyiz.
               Şunu çok açıkça söyleyebiliriz ki, dini, felsefi ya da bilimsel alanda ortaya konmuş bütün veriler
               yahut  yorumlar  ciddi  ve  objektif  bir  şekilde  eleştirilebilmek  için  bir  sisteme  ve  tutarlılığa
               muhtaçtır.  Oysa  deizmde  kendini  dinlerden  tamamen  ayıran  güçlü  argümanlara
               rastlamamaktayız. Bu bağlamda İslam dininin mezhepleri ve yorumları arasındaki farklılıkları
               zenginlik değil de tutarsızlık ya da çelişki olarak görerek dinden çıkmak suretiyle kendilerini
               deizmin  kucağına  atan  tırnak  içinde  sorgulayıcı  ve  akılcı  gençlerin  deizmin  içerisindeki
               tutarsızlıklarla  muğlak  noktaları  mantık  ve  felsefe  çerçevesinde  açıklayabilmeleri
               gerekmektedir.  Aksi  takdirde  kendilerini  tabiri  caizse  ne  o  tarafa  ne  bu  tarafa  yarayan,
               dindarlıkla  dinsizlik  arasında  sürekli  gidip  gelen  kaygan  bir  mantıksızlık  düzleminde
               bulacaklardır.



                   Deist  bireylerde  görülen  en  tipik  özellik  arada  kalmışlık  olarak  niteleyebileceğimiz  bir
               buhran halidir. Bu bireylerdeki esas problem din olgusunu kabul ve redde net olmamaları ve
               aynı zamanda inandıkları Tanrının özelliklerini tam olarak bilmeyip, O’nu hayatlarında pasif
               bir konuma oturtmalarıdır.
   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39