Page 62 - Kastamonu Genç Akademi Dergisi 1. Sayı
P. 62
ĠĢte Ģimdi onları görecekti. Kapıyı çaldı. Kızı açtı. Hasan dizlerinin üzerine çöktü. Elif yeter
baba yeter canım acıyor diye ağlayana kadar sıkı ve çok sarıldı. Kızı biraz korkmuĢtu
babasından. Çok uzun zamandır görmemiĢ. Sanki yabancı bir adamla sarılmıĢ gibiydi.
Merve çay demlemiĢ, habersiz gelen bu misafiri görmenin ĢaĢkınlığı ve sarhoĢluğu ile
elindeki çayı dökmüĢtü. Hasan'ın içinde onu yakan bu duygu biraz olsun rahatlamıĢtı.
Ama Hasan'ın içinde tanımadığı bir duygu onu yiyip bitirmeye baĢlamıĢtı. Bir anda eĢinin
özlem dolu ellerini bıraktı. Divanın altında babasından kalan silahını aldı. ġaĢkınlıkla ona
bakan eĢinin, biricik Merve'sinin yüzüne doğrulttu ve ateĢ etti.
Büyük ama silah sesi yüzünden anlaĢılmayan bir küçük kız çığlığı koptu anne feryatları
altında. Hasan'ın içinde duygu durmamıĢtı. Silahı Elif'e çevirdi. AteĢ etti. Elif'in minicik
bedeni paramparça olmuĢtu. Ancak Hasan durmadı, Hasan kendi kendine karar veriyordu.
Silahı Elif'in yüzüne doğrulttu ve tekrar ateĢ etti. Silahını kenara koydu. Bir eliyle Elif'in,
diğer eliyle Merve'nin elini tuttu. Saçmaların yüzünden Elif'in elinin yarısı yoktu. Ellerini
sımsıkı tuttu. Siirtli'ye sorduğu gibi, ''YaĢıyor musunuz?'' diye sordu. Hasan bu sefer
bağırmıyordu. Hasan'ın biraz yalnızlığa ihtiyacı vardı. Biraz susmaya ihtiyacı vardı. Hasan'ın
biraz yaĢamaya ihtiyacı vardı. Hasan hiç yaĢamadı. Hasan hep ölüydü. Hasan öldürdü. Hasan
bir katil. Hasan bir çocuktu. Hasan bir kurbandı. Hasan bir caniydi. Hasan bir korkaktı.
Hasan, silahı eline aldı ve susmayan baĢına ateĢ etti. Hasan öldü. Hasan zaten ölüydü.
57