Page 57 - Kastamonu Genç Akademi Dergisi 1. Sayı
P. 57

içinde  ve  kendi  dünyasında  yaĢayan  insan  profilini  hatırlatır.  Lakin  bu  yanlıĢtır.  Çünkü

               küreselleĢen  dünyanın  ve  değerler  krizinin  ortasındaki  bir  Ġslam  dindarlığı,  yanlıĢ
               tanımlamalarla  Ģekilcilik  çerçevesine  hapsolup  kendi  kabuğuna  çekilemez,  çekilmemelidir.

               Ġçinde  bulunduğumuz  değerler  krizini  çözebilmek  için  ahlak  merkezli  din  kavramını
               benimsememiz gerekmektedir. Ahlak merkezli din kavramı, ancak nitelikli erdemler ve güzel

               ahlak  çatısı  altında  sağlanabilir.  Bunun  için  Müslümanlar;  öncelikle  bireysellik  ve  bencilik
               gibi  hayatımıza  uzun  süredir  sinmiĢ  kapitalist  kavramların  yanlıĢlığını  ve  toplumsal  ahlak

               bağlamında faydasız olduğunu kavrayabilmelidir. Eğer bu Ģekilde etraflıca bir problem tespiti

               yapılabilirse çözüm bu doğrultuda daha kolay olacaktır.

                      Bu  çerçevede  ileri  sürebileceğimiz  görüĢler  Ģunlardır:  Müslümanların  dindarlık

               kavramını  değiĢtirmeleri  gerekir.  Çünkü  dindar  demek,  ahlaklı  birey  demektir.  Bir  insana

               dindar  deyince  onun  çok  ahlaklı  olduğunun  anlaĢılması  gerekir.  Bu  yüzden  çağımızın
               Ģartlarında yapabileceğimiz en doğru Ģey; bilimin ortaya koydukları ile bizim kadim kelam,

               felsefe ve tasavvuf geleneklerimizden faydalanarak dindarlık teriminin yeniden tanımlanması
               ve  bunun  ahlak  merkezli  olması  gerekir.  Bireysel  ve  Ģekilci  dindarlık  algısının  yanlıĢlığını

               anlayabilme  noktasında  dindarlık  kavramını  geçirmemiz  gereken  süzgeç,  değer  üretimi

               süzgecidir. Ġslam'ın baĢlangıcında Hz. Peygamberin dindarlık anlayıĢıyla ve örnek ahlakıyla
               baĢlayan  bu  değer  üretimi,  zamanla  dindarlık  kavramının  değiĢmesiyle  yavaĢlamıĢ,  daha

               sonra da durmuĢtur. Bugün Ġslam dünyası maalesef çağdaĢ dünyada herhangi bir sosyolojik
               soruna  çözüm  teĢkil  edebilecek  hiçbir  değer  üretememektedir.  Bunun  sebebi  dindarlığın

               Ģekilcilik  ve  bireyselcilik  eksenindeki  bir  mekaniğe  indirgenmesidir.  Dolayısıyla  bu
               mekaniklerin  sadece  ahlaki  anlamda  nitelikli  değer  yargıları  değil,  çağımızda  bireyleri  ve

               toplumları etkileyebilecek herhangi bir değer üretemediği aĢikârdır.


                      Sonuç  olarak  eğer  yukarıda  sözünü  ettiğimiz  değer  yargılarını  yeniden  üretmek

               istiyorsak, sorunu insanların dindar olmamasında değil, dindarlık kavramının yanlıĢlığında ve
               yozlaĢmıĢlığında görebilmemiz gerekir. Nitekim hiç kimse, yanlıĢlığı kökleĢmiĢ bir kavrama

               insanların adapte olmasını isteyip, sonra da onlardan doğru ve Ġslam ahlakına uygun değerler
               üretmelerini bekleyemez.














                                                           52
   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62