Page 59 - Kastamonu Genç Akademi Dergisi 1. Sayı
P. 59
Ancak zamanla yalnız kalmayı tercih eder oldu. Yalnızlık onun karanlıktan köĢe bucak kaçtığı
bir yerdi. Yalnızlık insanı çok yoğunlaĢtığında içine çeken bir yapı. BaĢta bunalır, sonra
zehrini hissettikçe yalnızlığın aslında iyi bir Ģey olduğunu, sizi güçlü tuttuğunu zannedersiniz.
Ancak zehrin etkisi vuku bulduğunda bir okyanusun ortasına düĢer, çırpınmayla baĢlar ve ne
kadar gücünüz varsa tüketene kadar çırpındıktan sonra boğulursunuz.
Yılları çırpınmak ve boğulmakla geçmiĢti Hasan'ın. Bu yüzden güvenmiyordu belki kimseye.
Kendisini okyanustan kurtaracağını iddia eden ellere rastlamıĢtı. Bunlar arkadaĢ, çok çirkin
birkaç kadındı. Bazen bu elleri tutmayı denedi, ancak yalnızlık daha güçlüydü, daha
boğucuydu. Tuttuğu her el bir zaman sonra onu okyanusun daha derinine atmaya çalıĢan
tekmelere dönüĢmüĢtü. Bu yüzden güvenmiyordu belki kimseye. Yalnız ve boğularak geçen
uzun yıllar sonucunda asker olmaya karar vermiĢti. Ya da bu biraz komik bir cümle. Onun
için karar verdiler mesleğine. Bu çocuk saf salaktır dedi babası. Bari gitsin asker olsun. Hasan
pek karar vermezdi hayatına. Ne giyeceğine annesi karar verirdi. Ne söyleyeceğine
samimiyetine küstüğü birkaç arkadaĢı, ne sevdiğine babası karar verirdi. Nereye gitmek
istediğine bindiği dolmuĢun Ģoförü karar verirdi. Hasan bazen söylemezdi nereye gideceğini.
Karar vermezdi Hasan. Uygulardı. Bir Ģey söylemezdi Hasan. Dinlerdi. YaĢamazdı Hasan.
Onu yaĢarlardı.
Belki asker olma kararını doğru vermiĢtir babası.
Genç yaĢında asker olmuĢtu. ġehrinden çok uzağa gitmemiĢti. Kars'ın soğuğunu özleyecek
vakti bile olmamıĢtı Hasan'ın. Gerçi özlem nedir çok sonra tanıĢacağı bir duyguydu Hasan'ın.
Özlem nedir bilmezdi Hasan. YaĢamak ve bunun türevleri olan duyguyu çok sonra, aĢık
olunca öğrenecekti. Öğrenmesi gereken ilk Ģey yalnızlığın daimi olmayacağıydı. Asker
olduysa güvenmesi gerekti. Eski yaĢamına benzer bir Ģey vardı burada. Kars gibi kokuyordu
asker ocağı. Komutanları annesi gibiydi ne giyeceğine karar veriyordu. Komutanları babası
gibiydi ne yapacağını, neyi seveceğini söylüyordu. ArkadaĢları ise hala aynı gibiydi, Hasan
yerine konuĢuyorlardı. Hasan, baĢta yalnız kalmak için kaçsa da artık daha konuĢkan biriydi.
Ölüme gittiği arkadaĢları ile ister istemez yalnızlığını paylaĢıyordu. Ölüm, yalnızlığın en
büyük dostudur. Ölüm ve yalnızlık ayrılmaz. Yalnız kaldığında en çok ölümü düĢünürdü
Hasan. Ne hissettiğini bilmezdi. Kaybolunca ne olacağını bilmezdi. Toprağın altına girince ne
olacağını bilmezdi. Zaten bunu düĢünecek yetisi de yoktu. Annesi onun yerine düĢünmüĢtü
küçükken bunları, sure ezberletmiĢti ona. Hasan birkaç soru sormuĢtu, ''Allah kötü mü?''
demiĢti Hasan, ''arkadaĢlarım Allah'ın onları sevdiğini söylüyor, Allah beni dövenleri
54