Page 8 - Kastamonu Genç Akademi Dergisi 1. Sayı
P. 8

milyonlarca  kiĢiye  ulaĢınca  bu türden  ortak  hedefleri  uzun  süre  muhafaza  etmek  mümkün

               değil. Kendi hikâyelerine en fanatik olarak bağlı toplumlarda dahi bu ortak Ģeyler son derece
               kısıtlı alanlarda son derece kısıtlı süreler için geçerli olabiliyor. Bir savaĢ durumunda birkaç

               yıl  boyunca  geçerli  olabiliyor.  Örneğin  milli  maç  esnasında  90  dakikalığına  geçerli  oluyor
               veya çok spesifik bir dıĢ politika konusunda iĢliyor. Bu çok az sayıdaki ortak çıkar ve düĢman

               da bütün bir toplumu sürekli olarak aynı hedefe odaklı tutmaya yetmiyor. Bu nedenle bir süre
               sonra  grup  içinde  birbirimizi  kandırmaya  baĢlıyoruz.  Özellikle  toplum  liderleri  ve  elitleri

               saltanatlarını  sürdürebilmek  adına  ortak  çıkar,  düĢman,  hedef  ve  dava  için  fanatikliği

               ödüllendirmeye baĢlıyorlar. Sadakat liyakatten daha önemli hale gelmeye baĢlıyor. ĠĢ bölümü
               yine yapılıyor ama uzmanlar yanlıĢ.   Böyle gruplarda çıkarlarımızın ve düĢmanlarımızın ne

               ve  kim  oldukları  konusunda  oluĢturulan  hikâyeler  mutlaka  kontrolden  çıkıyor.  YaĢanan
               gerçekler abartılı sübjektif hikâyelere, o hikâyeler de fanatizm doğuran efsanelere dönüĢüyor.

               Ġmkânları eĢit olan iki topluluk arasında hikâyesine efsanesine daha çok inanan grup yüksek
               fedakârlıklar  yaparak  kazanabiliyor.  Ancak  diğer  toplumun  teknolojisi,  ekonomisi, askeri

               gücü, yaratıcılığı ve diğer toplumlarla olan müttefiklikleri ile çok daha üstünse o zaman öbür

               toplamda  sorgulamadan  inanılan  hikâyeler,  efsaneler  ve  lider  kültü  o  toplumun  sonunu
               getiriyor.  Ancak  unutmayın  her  Ģeyiyle  daha  üstün  olan,  savaĢlarını  kazanmıĢ,  alan

               hâkimiyetini kurmuĢ koca koca imparatorluklar, devletler bile silinip gidebiliyor öyle değil

               mi?

               O halde tarihin bu noktasında sormamız gereken soru Ģu:


               Ne tür hikâyeler grupta daha az çürümeye ve objektif değer yargısı kaybına yol açıyor?

               Hikâyemizi  hangi  elementler  üzerine  kurarsak  içinde  bulunduğumuz  grup, toplum,  ülke

               geleceğe daha güvenle bakar, daha müreffeh olur?

               Burada  iĢin  sırrı; iĢ  birliğinizi  yaratan  hikâyede  bizzat  o  grubu  oluĢturan  bireylere  verilen

               paye… Ne demek bu?


                      Eğer  hikâyeniz  sırf  tarihinizdeki  hükümdarları,  askeri  ve  siyasi  liderleri  yüceltme
               üzerine kurulu ise veya bir tanrının bir inancın kutsiyeti üzerine inĢa edilmiĢ ise ya da bir

               ideoloji ve o ideolojiyi yaratan kiĢinin muhteĢemliği etrafında oluĢturulmuĢsa yahut ırk gibi
               doğuĢtan edinilen bazı Ģeyler üzerinde duruyorsa...


                      Bu  türden  hikâyelerde  grubu  oluĢturan  bireyler  kendi  karakterlerini  ve  kendi  özel
               katkılarını bulamıyorlar. Sanki o toplumun bir arada durması için fertlerin özel bir çaba sarf




                                                            3
   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13