Page 10 - Kastamonu Genç Akademi Dergisi 1. Sayı
P. 10
empati yapacaklarını da nereden çıkarıyorsun? Hiç düĢündünüz mü, ortada bizi engelleyen
hiçbir kanun ve yaptırım olmasaydı 70-80 yıllık ömrümüzün ne kadarını diğer insanları
umursamadan ve onlara zarar vererek yaĢardık? Kaç gün kaç yıl boyunca baĢkalarını
öldürmek, hakkımız olmayan Ģeyleri zorla almak ve baĢkalarını üzmek isteğiyle yataktan
kalkardık? Ve bunu her gün devamlı yaptığımızda yaĢam süresi beklentimiz ne olurdu? Böyle
bir vahĢilikle, kötülükle ve bencillikle kaç yaĢına kadar hayatta kalabilirdik? Sevdiklerimizin
akıbeti ne olurdu? Ya da zaten kimse bizi sever miydi? Ġlk yerleĢim medeniyeti olarak
bildiğimiz Çatalhöyük kurulduğunda ne bir devlet ne polis ne de kanunlar vardı ve bu insanlar
2 bin yıldan uzun süre birlikte geçinip giderek yaĢamlarını sürdürdüler. Bugün sayısız
organizasyonda insanlar herhangi bir çıkarları olmadan gönüllü olarak görev alıyorlar.
Fedakârlıklar yapmaları gerektiğine inanıyorlar. Ġnsanlar çeĢitli bağıĢlarda hayır
faaliyetlerinde bulunuyorlar. Ġnsanlık tarihinin ekseriyeti savaĢ ve çekiĢme ile çok küçük bir
parçası barıĢ, huzur ve iĢ birliği ile geçmiĢ gibi düĢünüyoruz.
Oysa aslında gerçek bunun tam tersi!
Bugüne kadar yaĢamıĢ herkesin ömür süresinin çok küçük bir kısmı baĢkalarına
bilinçli olarak zarar vermekten oluĢuyor. Vaktimizin neredeyse yüzde 95‟i çıkarlarımız
veya kanunlar gerektirmeden insanlara güvenerek, empati kurarak ve sağduyulu hareket
ederek geçiyor. Tüm medeni kurumlarımız o geri kalan yüzde 5‟lik kısmı sağlama almak
üzerine kurulu. Tarih kitapları yaĢanan savaĢlar ve çekiĢmelerden oluĢuyor. Oysa iki savaĢ
tarihi arasında veya aynı ülke içinde iki kanlı olay arasında bazen on yıllar geçiyor. O yıllarda
ne oluyor zannediyorsunuz? Günlük hayat azımsanmayacak ölçüde iĢ birliği, tolerans ve
uyum içinde devam ediyor. Milyonlarca insan, yapsa yanına kar kalacak, kimsenin ruhu
duymayacak sayısız kötülüğü yapmadan hayatına devam ediyor. Kimisi inancı gereği, kimisi
kiĢisel ahlakı gereği kimi ise baĢkalarının huzurunu kaçırmak aklına dahi gelmediği için.
ġimdi elbette devlet, düzen, kanun, nizam ve yaptırımlar olacak. Olmalı. Hayatımızı,
ticaretimizi ve sağlığımızı diğer insanların insafına, erdemine ve empati kabiliyetine
bırakamayız. Burada vurgu yapmaya çalıĢtığım Ģey bunların uzun vadede toplumun genelini
hayatta tutan, güçlü kılan ve baĢarılı yapan esas Ģeyler olmadığı. Öyle ki bunun sağlamasını
yapmak da çok basit. Her anayasası, kanunu, düzenlemesi, kutsal kitabı olan grup barıĢ,
huzur, refah ve özgürlük dolu bir yaĢam sürüyor mu? Hayır. Neden? Çünkü mesele o
metinlere o kurumlara sahip olmanız değil. Mesele o metinleri hangi hikâye ve o hikâyedeki
hangi elementler üzerinden yorumladığınız ve uyguladığınız. ĠĢte bu noktada insanların
özünde kötü ve güvenilmez varlıklar olduğunu temel alan mı yoksa yüksek empati ve tolerans
5