Page 56 - Kastamonu Genç Akademi Dergisi 2. Sayı
P. 56

info@kastamonugencakademiderigisi.com






               ŞEYH MUSTAFA DEVATİ VE KASTAMONU CELVETİ

               TEKKESİ


               Ömer Faruk ŞAHİN Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi




                      Kastamonu        Müslüman         hakimiyetine         nuru şimşek gibi çakıyor. Efendime hürmet edip

               girdiğinden  itibaren  bölgesinin  ilim  ve  irfan            yer  gösterdi, efendim  de oturdu. Resûl-i  Ekrem

               merkezlerinden        birisi     olmuştur.      Bunun         (Sallallahu Aleyhi Vesellem) buyurdular ki: "Bu

               sonucunda        döneminin       seçkin      meşayihi         yanındaki       kimdir?"      Efendim       hazretleri,

               Kastamonu’ya gelmiş ve susamış gönüllere ilim                 "Sultanımın  yetimi  Mustafa  kulundur"  dedi.

               ve irfan deryalarından feyzler ikram etmişlerdir.             Peygamber        Efendimiz      (Sallallahu     Aleyhi

               Abdulfettah-ı  Veli,  Ahi  Şorba  ile  başlayan  bu           Vesellem), "Bunu Kastamonu'ya gönderin, sonra

               yolculuk Halvetiye tarikatinin Şabaniye kolunun               Üsküdar'a gelirler. Emr-i Hak bunun üzerine câri

               kurucusu  Hz.  Pir  Şeyh  Şaban-ı  Veli  ile                  olmuştur"  buyurdular.  Bu  konuda  söz  çoktur,

               taçlanmıştır.  Bunun  yanında  daha  saymakla                 anlatmaya  izin  yoktur.  *  Mustafa  Devati

               bitmeyen  birçok  Allah  dostu  Kastamonu’da                  Kastamonu’ya  gelince  Kırkçeşme  Mahallesi

               yaşam sürmüş, halkı irşat etmiştir. Bu yazımızda              Selçuk  Sokak’taki  günümüzde  Seyyid  Serçe

               günümüzde  Kastamonu’da  fazla  tanınmayan,                   olarak  bilinen  tekkeyi  tesis  etmiştir.  Vakfiye

               kıymeti bilinmeyen Şeyh Mustafa Devati’ye  ve                 tarihi         H.1061/M.1650’dir.             Tekkede

               onun  kurduğu  tekkesine  değineceğiz.  Şeyh                  semahane/camiden başka çok musluklu şadırvan,

               Mustafa  Efendi  Celveti  tarikatının  kurucusu               türbe,  imaret,  fırın,  medrese  ve  kütüphane  gibi

               devrinin     büyük      mutasavvıflarından        Aziz        yapılar  tesis  edilmişti.  Külliyenin  yapıldığı  yıl

               Mahmud  Hüdayi  hazretlerinin  halifesi  Ahmed                Sultan  4.  Mehmed’in  fermanıyla  Elyakut

               Muk’ad  Efendinin  halifesi  olup  Kastamonu’ya               köyünde  10  kısım  arazi  ve  bazı  vakıf  gelirleri

               Celveti  tarikatını  getiren  kişidir.  Doğum  tarihi         tahsis       edilmiştir.      Tekkenin         mescidi

               belli değildir. Divitçilikle uğraştığı için veya bu           H.1210/M.1795’te            camiye        çevrilmiştir.

               işle  uğraşan  bir  ailesi  olduğu  için  Devati  veya        Kaynaklarda  türbesinde  15  adet  sanduka

               Devatizade lakabıyla anılır. Gençliğinde Üsküdar              bulunduğu geçmektedir fakat günümüzde sadece

               Hüdâyî Âsitânesi’nde Aziz Mahmud Hüdâyî’nin                   2 tane sanduka mevcuttur. Şeyh Mustafa Efendi

               yerine geçen halifesi Muk‘ad Ahmed Efendi’ye                  Kastamonu’da  bu  tekkeyi  tesis  ettikten  sonra

               intisap etti. Gayreti ve kabiliyetiyle tarikatta kısa         İstanbul’a  geri  dönmüş  ve  şeyhinden  mahalli

               sürede  ilerledi  ve  manen  Hz.  Peygamber’in                hilafetten umumi hilafete kavuşmuştur. Bu olayı

               (Sallallahu  Aleyhi  Vesellem)  zahiren  ise  şeyhi           Tufetü’s-Sufiyyin adlı eserinde şöyle anlatır: Ey

               tarafından      Kastamonu’ya         halife     olarak        Hakk'ı  arayan  kişi!  Bir  zamanlar  Kastamonu'da

               gönderildi.  Bu  olayı  Tufetü’s-Sufiyyin  adlı               oturuyordum.  Efendimin  ziyaretine  gelmek

               eserinde  şöyle  anlatır:  Gördüm  ki  Sultan-ı               istedim. Birçok kimsenin ruhu bana gelip dediler

               Kevneyn orada oturuyorlar. Mübarek yüzlerinin                 ki:  "Senin  gitmene  izin  yoktur."  "Beni



                                                                                                                                  49
   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60