Page 23 - Kastamonu Genç Akademi Dergisi 2. Sayı
P. 23
info@kastamonugencakademiderigisi.com
yoktur. Üstünlük ancak Allah’tan korkmaktadır.’ oklar beni ‘Barış Eğitimi’ ne yöneltmektedir.
buyuruluyor. Barışın olduğu yerde adaletten söz edilebilir
fakat olmadığı yerde…
Bu sözler dünya üzerinde bulunan bütün evlerin
duvarlarında, devlet dairelerinde ve eğitim Çocuklara, gençlere ve yetişkinlere verilmesi
kurumlarında yer almalıdır ki bu düşünce üzerine gereken ‘Barış Eğitimi’nin alt dalları olarak
yetişelim, yetiştirelim. duygudaşlık, hoşgörü, saygı gibi kavramlardan
öte değerler gösterecektir ki dünyanın daha
Hz. Muhammed’in bu söylemi yalnızca
yaşanılabilir bir hal aldığını ve ‘Yaratılanı sev
Müslümanlara değildir. Hutbeye başlamadan
yaratandan ötürü’ anlayışı bütün insanlığa
önce ‘Ey İnsanlar’ demektedir. Yani anlaşılacağı
yayılacaktır. Bu değerler ile süslenen toplum,
üzere bütün insanlığa seslenmektedir,
barışı ve adaleti her yerde, her koşulda
duyabilene.
haykırabilecektir.
Bir öğretmen adayı olarak görüyorum ki
Bu bağlamda Aliya Izzetbegoviç’in bir sözü
eğitim sadece bir kavram değil davranışın altında
oldukça manidardır. ‘Bizim düşmanımıza tek bir
yatan ana kolondur. Son zamanlarda görüyoruz
borcumuz var o da adaletli olmak.’
ki sayısız kitap ve dergilerde yalan söyleme sanatı
vb. içerikler hakkında yüzbinlerce kelime sarf Yazıma başlarken dünyanın adaletsiz
edilmektedir. Yapılan işe bakacak olursak bu da olduğundan bahsetmiştim ve kendime hak
bir eğitimdir ama erdem bakımından yanlış bir vermiştim. Şu an söyleyebiliyorum ki adaletsiz
girişimdir. Burada kastettiğim eğitimin içeriğidir olan dünya değil bizlermişiz. Bu değeri taşımak
başka bir deyişle ne yönde eğitim verildiğidir. ağır geliyormuş bizlere. Kendi arzularımızdan,
menfaatlerimizden ve rahatımızdan ödün vermek,
Bütün maddi ve manevi değerleri saygı ile
dünyanın sadece bizim etrafımızda dönmediğinin
karşılayan bir insan yetiştirmek için verilecek
farkına varmak herkesin kolaylıkla adım atacağı
eğitim çok kapsamlı olmalıdır. Bu sebepten bütün
bir iş değilmiş. Her insan kendisinin yöneticisidir
ve biz de bir bakıma yönetici ruhuna sahibizdir.
Yöneticiye en zor gelen işin adaletli olmak
olduğunu kendi benliğimizle kıyaslamalıyız. Ve
sonunda birçoğumuz diyebiliriz ki kendimize
adaletsizlik ediyormuşuz. Bizlerden yola çıkarak
insanlığa gerçek manada adaleti ve barışı
duyurmamız için ilk vicdanımızın sesine kulak
vermeliymişiz.
Ve unutmayalım ki:
‘Yeryüzünün öğretmeni olmak için gökyüzünün
öğrencisi olmak lazım.’ (Aliya İzzetbegoviç)
16