Page 48 - Kastamonu Genç Akademi Dergisi 3. Sayı
P. 48

Özet


               Dünyanın  birçok  yerinde  insanlar  savaşlar,  kıtlık,  susuzluk,  doğal  afetlerden  dolayı  göç  etmek
               durumunda  kalmışlardır.  Türkiye  geçiş  güzergahında  olmasından  dolayı  pek  çok  ülkeden  gelen  bu
               insanların ilk durağı olmaktadır. 11 yıldır devam eden Suriye iç savaşından dolayı Türkiye Suriyeli
               mülteci insan sayısının en fazla olduğu ülkelerin başında geliyor. Bu iç savaştan kaynaklı olarak göç
               öncesinde, göç sürecinde ve barınılan ülkede 12-18 yaş aralığında Suriyeli mülteci ergenlerle yapılan
               çalışmalarda TSSB faktörünün bu bireylerin günlük yaşamına etkisinin incelemesi yapılmıştır. Yapılan
               çalışmalarda  bireylerin  göç  öncesi  stresli  yaşam  olayları  olan  şehrin,  evlerin  bombalanması,  aile
               bireylerinin yetirilmesi; göç sürecinde meydana gelen stresli yaşam olayları olan şiddet, cinsel istismar,
               rehin tutulma ve barınılan ülkedeki dil, eğitim, kültürel yaşam farklılıkları, sağlık sorunları, barınma,
               gıda sorunları ve bireyin sosyodemografik özellikleri ele  alınarak bu faktörlerin bireyde travma sonrası
               stres  bozukluğu  oluşturduğu  ve  günlük  yaşamda  etkisine  yapılan  bir  çok  araştırmada  betimlemesi
               yapılmıştır.  Yapılan  bu  çalışmaların  TSSB  oranın  farklılıklar  göstermesi  ölçüm  araçlarının  veya
               kullanılan tekniklerin farklı olmasından dolayıdır. Bu durumun Suriyeli mülteci ergenlerin travmatik
               yaşantıların TSSB’ye yol açtığı tespit edilmiştir.

               Anahtar kelimeler: TSSB, Suriyeli, mülteci, ergen, çocuk


               Yaş Aralığındaki Suriyeli Mülteci Çocuklarda Tanımlanan Travma Sonrası Stres
               Bozukluğunun Bu Bireylerin Günlük Yaşamına Etkisi

                      Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliğinin (UNHCR) kayıtlarına göre dünyada yetmiş
               milyondan fazla insanın savaşların sonucu olan yoksulluk, güvenlik ihtiyacı, eğitim, sağlık ihtiyaçlarının
               karşılanmaması  zorunlu  göçle  ülkelerinden  ayrılmak  durumunda  kalmışlardır.(UNHCR,  2018  akt.,
               Bilen, kıran, 2020) Bu zorunlu göçle birlikte Türkiye coğrafi yapısından kaynaklı geçiş güzergahında
               olmasından dolayı pek çok ülkeden insanın ilk barındığı ülkelerdendir. Türkiye 11 yıldır süren Suriye iç
               savaşından dolayı Suriyeli insan sayısının en fazla olduğu ülkedir (UNHCR, 2018 akt., Bilen ve kıran,
               2020). Türkiye’de mülteci statüsü kazanan bu bireylerin hassas grupları olan çocuk ve ergenler yıllardır
               süren  bu  savaşın  olumsuz  etkilerinden  hem  fiziksel  hem  ruhsal  yıkıma  uğramışlardır.  Verilere
               bakıldığında 11 yıldır devam eden bu savaşın 13 milyon insanın göç etmesine sebep olduğu ve dünyada
               en  kalabalık  göç  grubu  olduğu  ve  bu  grupta  yaklaşık  olarak  4  milyon  18  yaş  altı  çocuk  olduğunu
               söyleyebiliriz (Altınışık, 2020).  Bu incelemenin amacı göç öncesinde, göç sürecinde ve yerleştikleri
               ülkelerde  Suriyeli  ergen  bireylerin  yaşadıkları  sorunlarla  ilişkili  travma  sonrası  stres  bozukluğunun
               ergenlerin günlük yaşamına etkisinin incelemesi yapılmış ve Türkiye’de yapılan araştırmalarda elde
               edilen sonuçlara değinilmiştir. Tüm süreçlerde bu bireylerin karşılaştıkları stres etmenleri ruh sağlığını
               olumsuz etkilemiştir. Bu stres etmenleri:
               travmatik yaşantılar, örnek vermek gerekirse silahlı çatışmanın ortasında kalma, evin bombalanması,
               ailede kayıplar ve şiddete maruz kalma, tanıklık etme göç öncesinde karşılaşılabilecek etmenlerdir. Göç
               sırasındaki  zorunlu  yaşam  koşullarının  getirdiği  fiziksel/psikolojik  şiddet  ve  taciz,  stres  düzeyinin
               artmasına ve ruh sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Göç sonrası  stres etmenleri mülteci olarak
               barındıkları  ülkelerde  gelecekle  ilgili  belirsizlik,  sosyal  yaşam  korkusu,  maddi  güçlükler,  barınılan
               ülkede sosyal yalnızlık, kültürel engeller, dil sorunu ve yeni sorumluluklar stres düzeyini artırırken
               yapılan  çalışmalar  bu  faktörlerin  ruh  sağlığı  açısından  düşünüldüğünde  travma  sonrası  stres
               bozukluğuna sebebiyet vermektedir (Bekaroğlu ve Demirbaş, 2021). İçinde Türkiye’de bulunan Suriyeli
               çocuk ve ergen mültecilerden oluşan bir çalışma grubundaki çocukların %30’unda TSSB görüldüğü ve
               bununla birlikte yine %30’ un altında yaygın bunaltı, bedenselleştirme, travmatik yas ve genel davranış
               problemleri tespit edilmiştir (Bekaroğlu ve Demirbaş 2021).
   43   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53