Page 49 - Kastamonu Genç Akademi Dergisi 3. Sayı
P. 49

Travma  Sonrası  Stres  Bozukluğunun  Oluşmasına  Sebep  Olan  Travmatik
               Yaşantılar



                      Suriye  11  yıldır  devam  eden  biri  çsavaşla  karşı  karşıyayken  aynı  zamanda  farklı  ülkelerin
               stratejik planlarının uyguladığı bir ülkedir. Burada yaşanılan olayların süreçlendirilmesi yapıldığında bu
               süreçlerden  en  fazla  etkilenen  hassas  gruplardan  biri  ergenler  olmuştur.  Ergenlerin  ruhsağlığı
               bakımından  çok  ciddi  zararlar  gördüğü  ve  bunun  TSSB  bakımından  incelemesi  bu  başlık  altında
               incelenmiştir. Travma, yaşanılan olumsuz bir durum sonucunda psikolojik olarak savunmasız kalma
               veya olayla baş etmede sorun yaşama halidir (Karaman ve Bulut, 2018). Travmatik olay sonucunda
               TSSB’nin üç farklı semptomu görülür bunlar: yeniden deneyimleme, kaçınma belirtileri ve uyarılmışlık
               düzeyindeki artış (Karaman ve Bulut,2018). Bu semptomlarla birlikte güvensizlik, öfke, sosyal çevreyle
               ya  da  ailesiyle  sorunlar  görülüyor  (Kaptanoğlu,  2003  akt.,  Karaman  ve  Bulut,  2018).  Yapılan
               çalışmalarda şehrin bombalanması kişilerin olayın içinde kalmaları ya da dışarıdan tanıklık etmeleri
               travma  sonrası  stres  semptomları  farklılık  göstermemektedir.  Rehin  alınma/tutuklanma/cinsel  şiddet
               olaylarına maruz kalma, tanık olma, bu olaylara hiçbir şekilde tanıklık etmeme durumu kişilerin stres
               semptomlarının  farklılık  gösterdiği  görülmüştür.  Yaşanılan  evin  bombalanması,  silahlı  saldırı,
               yaralanma, sakatlanma, savaş nedeniyle ani ölüm, işkence/dövülme, gasp gibi durumlara maruz kalma,
               tanıklık etme ya da bu durumlara hiçbir şekilde şahit olmama semptomlarda belirgin farklılık gösterdiği
               görülmüştür.  Yakın  çevreden  birinin  ani  ölümüne  şahit  olma  ya  da  bu  durumu  hiç  yaşamayanların
               travma sonrası  stres  semptomları  belirgin  olarak  farklılık  göstermektedir.  Bu  bulguların  Türkiye’de
               yapılan bir araştırmada kullanılan Kruskkal Wallis testinin sonuçlarından elde edilmiştir (Bilen ve Kıran,
               2020). Travmatik yaşantılarla ilişkili olduğu düşünülen travma sonrası stres bozukluğuna dair yapılan
               diğer bir araştırmada Suriyeli
               Mültecilerde TSSB oranın yaklaşık olarak %40 düzeyinde olduğu tespit edilmiştir (Bilen ve


               Kıran  2020).  Travmatik  yaşantıların  ergenler  üzerindeki  etkisi  düşünüldüğünde  bu  dönemde  aileye
               duyulan ihtiyacın azalması ve yaşıtlarıyla daha fazla vakit geçirmeye başlamalarıyla birlikte özerklik
               önemli bir hale gelmiş olur. 12-18 yaş grubundaki bu bireylerin göç sürecinde yetişkinlikte alınabilecek
               sorumlulukları bu yaşlarda deneyimledikleri zaman kimlik karmaşası yaşayabilecekleri öngörülebilir
               (Vatansever ve Erden, 2018). Bununla birlikte ailedeki birinin veya birilerinin vefatı bu bireylerde yalnız
               kalma,  içine  kapanıklık,  depresyonla  birlikte  uyku  problemleri,  kâbuslar,  travmatik  olayı  tekrardan
               canlanması  gibi  durumlarla  TSSB  semptomları  gözlenmektedir  (Vatansever  ve  Erden,  2018).
               Türkiye’de 18 yaş altı farklı yaş gruplarına sahip çocuklarla yapılan bir araştırmada ise 9-12 yaş aralığına
               sahip yaklaşık 200 çocuk ve yine 13-16 yaş aralığındaki  yaklaşık 120 çocuğun yaklaşık
               %60’ının güvende hissetmedikleri ve buna bağlı olarak stresli oldukları ve yine yaklaşık %60’ınında
               hala stresli olaylara maruz kaldıkları tespit edilmiştir (Demirbaş ve Bekiroğlu, 2021). TSSB tanısının en
               çok  saptanıyor  olmasının  başlıca  sebepleri  çalışmaya  katılan  mülteci  çocukların  5  yıllık  bir  savaş
               deneyimlerinde silahlı çatışma, aile üyesinin kaybı, bombalanma, evinden olma gibi durumlarla hala
               savaşın etkisinin devam ettiği düşünülmektedir (Arman ve ark., 2020). Hem Türkiye'de hem de birçok
               farklı ülkede Suriyeli mültecilerde tanımlanan TSSB oranın farklılıklar göstermesi örneğin yaklaşık
               %80, yaklaşık %30, yaklaşık %35 oranlarının değişkenlik göstermesi farklı araçlarla tanı konulduğu ve
               eğer klinik görüşmeyle tanı konduğunda daha düşük oranların elde edildiği görülmektedir (Acartürk ve
               ark., 2017).
   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54