Page 23 - Kastamonu Genç Akademi Dergisi 1. Sayı
P. 23

Spinelli‟nin önerisi  1984‟te Avrupa Parlamentosu‟nda kabul  edildi.  Önce 1986‟da „Avrupa

               Tek  Senedi‟  ile  ortak  Pazar  güçlendirildi,  ardından  1992‟de  de  Avrupa  Topluluğu‟nu  tam
               anlamıyla  siyasi  bir  gövdeye  kavuĢturarak  „Avrupa  Birliği‟ne  dönüĢtürecek  olan  antlaĢma

               burada bu Ģehirde 12 ülke tarafından imzalandı. ĠĢte Kant‟ın ebedi barıĢ rüyası böyle gerçek
               oldu. Ve kim bilir.. Kant da „Ebedi BarıĢ‟ eserini tasarlarken aynı yıllarda Friedrich Schiller

               tarafından yazılmıĢ olan bir Ģiirden ilham almıĢtır belki.. O Ģiir ki, birkaç yıl sonra yine aynı
               dönemlerde  bestelenmiĢ  ölümsüz  bir  Beethoven  senfonisinde  kullanılacak  ve  sonunda  da

               Avrupa  Birliği‟nin  resmi  marĢı  olacaktır:  Takip  eden  yıllarda  sırayla  Amsterdam,  Nis  ve

               Lizbon  AntlaĢmaları  ile  her  seferinde  bir  öncekinden  daha  entegre  ve  daha  sağlam  ve
               üyelerinin her alanda giderek birbirlerine daha bağımlı hale geldiği bir birlik oluĢturuldu.


               Peki, Kant‟ın felsefesi eksiksiz mi?

               Avrupa Birliği mükemmel mi?


               -Elbette değil. Her ikisine de realizm konusunda özellikle Hegelcilerden ciddi bir eleĢtiri var.

               AB‟nin ortak bir dıĢ politikası olamaması ve kurallara uymayan üyelerini hizaya getirmekte
               zorlanması bu yüzden. Yine de bu durum barıĢ ve refah düzeyinde yakalanan baĢarıyı gölgede

               bırakmıyor.  Bugün  bu  birliği  en  çok  ne  tehdit  ediyor  peki  dikkat  ettiniz  mi?  Hukuktan  ve
               demokrasiden  uzaklaĢan,  evrensel  değerlere  bağlı  kalmak  iĢlerine  gelmeyen  Macaristan  ve

               Polonya  gibi  üye  ülkelerin  günümüzdeki  hükümetleri.  Fransa,  Yunanistan  ve  Ġtalya  gibi
               ülkelerdeki  bağımsızlık  sloganları  atan  aĢırı  sağ  gruplar,  aĢırı  ulusalcılar,  milliyetçiler.

                                                                     Üyelikten  çıkan  Ġngiltere  gibi  bu

                                                                     ülkelerdeki politikacılar da sürekli iç
                                                                     politikada  daha  bağımsız  bir  ülke

                                                                     olabilmek  için,  Brüksel‟den  talimat
                                                                     almamak      için    bu    pozisyonu

                                                                     savunduklarını  anlatıyorlar.  Oysa

                                                                     biliyoruz  ki  günümüzün  küresel
                                                                     dünyasında  „tam  bağımsızlık‟  bir

                                                                     ütopya. Ne fiziki olarak ne ekonomik
                                                                     olarak  ne  de  siyasi  olarak  mümkün.

                                                                     Daha  doğru  söylemek  gerekirse  bir

                                                                     distopya.  Bugün  tam  bağımsızlık
                                                                     tanımına  en  yakın  ülkeler  Kuzey




                                                           18
   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28