Page 24 - Kastamonu Genç Akademi Dergisi 1. Sayı
P. 24
Kore gibi yerler ki Kuzey Kore bile önemli ölçüde Çin‟e bağımlı. Biliyorum “Tam
bağımsızlık” kulağa hoĢ ve doğruymuĢ gibi gelen bir Ģey. Ancak aslında ister kiĢisel insan
iliĢkilerinde olsun ister devletlerarası iliĢkilerde olsun en büyük felaketlerin tetikleyicisi. Bunu
Ģöyle düĢünün; adama sayısal lotodan para çıkacak olsa Ġlk iĢi patronuna sövüp iĢi bırakmak
olacak olan veya karısını boĢayıp daha gencine güzeline gidecek olan ya da karayiplere falan
yerleĢip çalıĢmadan bir ömür yatacak olan ve sizinle de selamı sabahı kesecek olan kaç kiĢi
vardır bildiğiniz Ģöyle bir hayal edin. Bu kadar bağımsızlık kazanmıĢ bir adamdan artık iĢ
yerine, evine, toplumuna huzur hayır gelebilir mi?
-Herkes de böyle hareket eder demiyorum ama özellikle devletler söz konusu olduğu zaman,
tam bağımsız olmaya yaklaĢtıkları ölçüde tavırları ve tutumları buna benzerlikler göstermeye
baĢlar. Tarihin hiçbir döneminde dünyanın hiçbir bölgesinde tam bağımsızlıktan barıĢ, huzur,
özgürlük veya refah çıkmadı, çıkamaz da. Bu saydıklarım daima iĢ birliğinden çıktı, tolerans
ve sabır göstermekle oldu, daha az savaĢ daha çok ticaretle oldu. Sürdürülebilir barıĢın ve
toplu refahın tek yolu Kant‟ın bizlere anlatmak istediği ve Avrupa Birliği tecrübesinin de
bizlere gösterdiği gibi evrensel değerlerin temel alındığı, onurlu, saygılı, karĢılıklı ve dengeli
bir bağımlılıktan geçiyor. Yani millilik ve yerlilikten çok evrensellikten ve çoğulculuktan
geçiyor. Ġzole toplumlar içlerinde artık yabancı kalmadı, farklı kültür kalmadı, farklı hayat
tarzları kalmadı diye daha mutlu, huzurlu ve üretken olmuyorlar. Aksine o medeniyetler hızla
kuruyup çürüyüp solup ölüyorlar…
19