Page 49 - Kastamonu Genç Akademi Dergisi 1. Sayı
P. 49

devam eder. Kavga eden iki kargaya gözü iliĢir. Biri ölür diğeri ölen kargayı bir çukur açarak

               içine gömer. Hay, bunu görerek aynı Ģekilde anne ceylanı gömer. Daha sonra “Hay, ormanda
               çıkan bir yangın sonucu ateĢi keĢfeder. Onun yakıcı, aydınlatıcı ve ısıtıcı gücünü fark eder.”

               Anne ceylanın ölümünden sonra ölü ve diri hayvan anatomilerini incelemektedir. Giderek bu
               konuda hayli donanımlı hale gelmiĢtir.





                      3.     Bölüm: “Varlığın Özüne Doğru”


                      Hay artık “oluĢ ve bozuluĢ” evreninde Âlem-i Kevn-ü fesad varlıkları hayvan, bitki,
               maden, taĢ, toprak, yağmur, kar, ısı… Tüm varlıkları derinlemesine araĢtırmaya baĢlar ve

               onları kendi içinde bir düzene sokar. Her birindeki farklı nitelikleri birbiriyle uyuĢan ya da
               çeliĢen yanları gözlemler. Hay adayı adeta laboratuvar gibi kullanmaktadır. Aslında çevre ve

               varlıklarla birlikte kendisini de gözlemlemeye devam eder.


                      Hayvanların ve bitkilerin yapısını inceleyen Hay, ortak nitelikleri olduğunu keĢfeder.

               Bu niteliklerin “hayvanlarda yetkin bir dereceye ulaĢtığı halde bitkiler taĢıdıkları kimi
               engeller nedeniyle yetkinliğe ulaĢamadığı” sonucuna varır. Buna karĢın bütün nesnelerin

               gerçekte tek bir varlık olduğunu kavrar.

                      “Cisimlerin biçimleri, Hay bin Yakzân’ın evrende ulaştığı ilk bilgidir. Biçimlerin

               duyularla değil akılla kavranabileceğini idrak eder.”


                      “Hay, bütün bu çaba ve incelemelerin sonucunda belli bilgilere ulaĢınca Tanrı vergisi

               (Ġlm-i Zarurî) olarak her yaratılanın bir yaratıcısı olduğu gerçeğini kavrar. Buna koĢut
               olarak bütün biçimler için bir özne ve etken bulunması gerekir gerçeğini benimser.”





                      4.     Bölüm: “Sıfırdan Sonsuza”


                      Hay, nesnelerden tam istediğini bulamayınca son derece bağımsız ve yetkin olduğunu
               kavradığı Öz‟ü bulma hususunda gökyüzünü incelemeye baĢlar. “Çünkü evren yaratılmıĢsa

               onu yaratmak için bir yaratıcı gereklidir.” Evrenin kendi kendine ya da tesadüfler sonucunda
               var olamayacağı sonucuna varır. “Onu var edecek bir özne olmalıdır.” Ancak bu özne

               duyularla algılanabilen bir Ģey ya da cisim olamaz. “Çünkü duyularla algılanabilen Ģey






                                                           44
   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54