Page 11 - Kastamonu Genç Akademi Dergisi 3. Sayı
P. 11

Rıza Tevfik Düşüncesinde Felsefî Bir Kaynak Olarak Tasavvufî Edebiyat

                           Yusuf Ferzan Yüksel / 29 Mayıs Üniversitesi Felsefe Yüksek Lisans Öğrencisi
                   1.  Giriş
               Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş döneminin en özgün düşünürlerinden biri olan Rıza Tevfik,
               çağdaş  Türk  düşüncesinde;  estetik  ve  sanat  felsefesi,  şiir-felsefe  ilişkisi,  tasavvuf-felsefe
               ilişkisi,  halk  ve  divan  edebiyatlarının  felsefi  içerikleri  gibi  konularda  gerçekleştirdiği  öncü
               çalışmalarla öne  çıkan bir şahsiyettir. Batı  felsefesine vukûfiyet ile yerli  edebiyata yönelik
               tutkulu bir merakı birleştirmiş olması, onun –malumat bakımından bir kısmı artık aşılmış olsa
               da- bugün bile ilham verici olan pek çok çalışma ortaya koymasına imkân vermiştir. Bu yazıda
               öncelikle Tevfik’in özellikle tasavvufi edebiyatı felsefi bir gözle okuma girişiminin mahiyetine
               ve  hedeflerine  işaret  edilecektir.  Ardından  tasavvuf  mirasını  bir  felsefe  kaynağı  olarak  ele
               almanın kendine has zorluklarından ve Tevfik’in buna dair önerilerinden bahsedilecektir. Son
               olarak da onun bu girişiminin ürünlerinden bir örneğin daha somut olarak görülebilmesi için,
               Batı felsefesi ile mukayese ettiği sufiler ve eserlerine dair tahlillerinden öne çıkan bir örnek
               olarak Nakşî-i Akkirmânî’nin bir gazeli üzerine yaptığı tetkik sunulmaya çalışılacaktır.


                   2.  Rıza  Tevfik’in  Tasavvuf  Edebiyatına  Yönelik  Felsefi  İlgisinin  Mahiyeti  ve
                      Hedefleri
               Tevfik,  en  meşhur  tasavvuf  klasiklerinden  biri  olan  Gülşen-i  Râz  üzerine  makalelerinin
               Peyam'da  yayımlanmasının  üzerinden  çeyrek  asır  geçtikten  sonra  Şebüsterî'nin  tasavvufî
               görüşleri  üzerine  yazdığı  bir  makalede,  o  zamanlar  tasavvuf  edebiyatına  dair  giriştiği
               incelemelerle neyi hedeflediğinden bahseder:



               “O esnada felsefe tarihinin şark aleminetaaluku olan kısmında, tasavvuf ile scolastique yani
               medrese felsefesi sahalarında deruhte etmiş olduğum tetkîkâtı şevk ile takip ediyordum. (...)
               Asıl  merak  ettiğim  cihet,  tasavvufun  başlıca  sermayesini  teşkil  eden  umumi  akidelerin
               (doktrine)  ve  felsefi  düşüncelerin  en  eski  kaynaklarını  bulmak  ve  Avrupalıların
               mysticismeoriental dedikleri bu şâirâne felsefeyi yirminci asrın akıllara hayret veren keşfiyâtı
               ve en sağlam akidelerimizi sarsan istidlâlâtı ile karşılaştırıp ona göre ve ondan sonra katiyen
               bir kıymet biçmekti. Herhalde istediğimi yaptım.”


               Tevfik'in  bu  sözlerinden  onun  mesaisinin  karakteristik  özellikleri  olarak  iki  husus  öne
               çıkmaktadır. Birincisi, felsefe tarihini tamamıyla Avrupa merkezci okumaya yönelik yerleşik
               tavırdan çok uzak olması; dahası, doğunun felsefi mirasının nerede bulunabileceği hususunda -
               çoğu zaman ilk elde üzerleri çizilen- tasavvuf mirası ve medrese fikriyatının kıymetli kaynaklar
               olduklarının üst düzeyde farkında olmasıdır. İkincisi ise, bu literatürleri felsefi olarak tahlil
               ederken, onlardaki görüşlerin kaynaklarına inmeye yönelik özel bir şevk sahibi olması. Nitekim
               sadece Gülşen-i Râz üzerine yazdıklarında değil, tekke ve halk edebiyatına ait başka eserler
               üzerine  yazdığı  makalelerinin  pek  çoğunda,  tasavvuf  düşüncesine  -ona  göre-  İşrâkî
               felsefeden,Yeni-Platonculuktan ve Hint felsefesinden gelmiş olan düşünceleri tespit etmeye -
                                                                                        1
               bu tespitlerin bir kısmı pek tartışmalı olarak- fazlasıyla yer ayırdığı görülür.



               1 Rıza Tevfik Bölükbaşı, “Mahmûd Şebüsterî'nin Tasavvufî Görüşleri”, Gülşen-i Râz Hakkında Tetebbu'ât-ı
               Felsefiyye, ed. Kemal Kahramanoğlu – Ali Utku (Çizgi Kitabevi, 2019), 127.
   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16