Page 34 - Kastamonu Genç Akademi Dergisi 2. Sayı
P. 34
info@kastamonugencakademiderigisi.com
Nefsin mahiyetinin ne olduğuna gelirken, fiillerini ve hareketleri sağlayabildiği gibi
İbn Sina öncelikle nefse farklı itibarlarla farklı kesebilmektedir de. Nefsi sadece hareket
şeyler denebileceğine dikkat çeker. O şöyle üzerinden açıklayan önceki düşünürlerin
yazar: anlayışının, durma ve yön değiştirme gibi fiilleri
açıklamada yetersiz kaldığını düşünen Aristoteles
‘‘(…) şimdi deriz ki, nefse, kendisinden ortaya
bu sorunu iki yetkinlik arasında ayrıma giderek
çıkan fiillere kıyasla kuvve denmesi doğru olur.
çözmüş gibidir. Böylece nefsin tanımı da
Aynı şekilde ona, kabul ettiği duyulur ve akledilir
netleşmiş olmaktadır: Nefs, (bilkuvve hayat
suretlere kıyasla başka bir anlam üzere kuvvet
sahibi/ yaşama gücüne sahip olan) organik doğal
denmesi de câizdir. Yine ona, içine yerleştiği
25
bir cismin birinci yetkinliğidir. Doğrudan İbn
maddeyle birlikte ikisinden bitkisel veya
Sina’nın ifadeleriyle tekrar edecek olursak:
hayvansal cevherin oluşmasına kıyasla sûret
“Nefs, canlılık fiillerini yapabilecek, doğal,
denmesi de doğrudur. Ve yine ona kendisiyle
26
organik bir cismin ilk yetkinliğidir.”
cinsin yüksek ya da düşük/aşağı türlerde
meydana gelmiş bir tür olarak yetkinliği talep Bu şekilde anlaşılan bir nefsin bedenden
etmesine kıyasla da yetkinlik (kemâl/entelekheia) ayrı mevcut olabilmesi mümkün müdür? İnsanın
23
denilir (…)” bedenleşme öncesi ve ölüm sonrası durumlarıyla
doğrudan irtibatlı olan bu soruyu sorduğumuzda
İbn Sînâ’nın bu açıklamaları Aristoteles'in
artık incelemeyi genel olarak nefsten nefs-i
nefs kitabının giriş kısmında tanıma hazırlık
natıkaya kaydırmış gibiyizdir. İbn Sina, erken
olarak ortaya koyduğu düşünce ve
dönem eserlerinden olan Makâle fi’n-Nefs’te de
kavramlaştırmaların düzenli bir yorumlamasıdır.
nefsi tıpkı Aristotelesçi çizgide tanımlar. Burada
Aristoteles sisteminin terminolojisine göre nefsin
ruhun bedenden ayrılabileceğine dair hiçbir ipucu
sûret oluşu maddeye kıyasladır, nefsin yetkinlik
yoktur, ancak ilerledikçe, İbn Sina’nın nefs-i
oluşu bütüne kıyasladır, nefsin fâil ilke ve hareket
natıkanın yani akledilir tümelleri idrak eden
ettirici kuvve olması da hareket ettirmeye
nefsin, bu görevi icra ettiği sürece, ayrılabilir
kıyasladır. Madde ve sûretten bileşik olan doğal
olduğunu düşündüğünü görürüz:
cismin tür olarak faslı işte söz konusu bu
24
yetkinlik, yani nefstir. Aristoteles Peri Psukhes “(…) akledilir, evrensel suretlerin içinde
adlı eserinde bu yetkinliğin de iki türlü olduğunu, yerleştiği cevher, cisimlerin sıfatlarına tabi
birinin bilgiye sahip olmak, diğerinin ise bunu olmayan bir manevi cevherdir (cevher rûhâni) ve
bilfiil kullanmaya benzediğini söyler. İlk durumu biz buna 'nefs-i nâtıka' diyoruz.”
uykuya, ikinci durumu uyanıklığa benzetir.
İbn Sina daha sonra, nefsin diğer yetilerinin ise,
Aristoteles’e göre nefsin hali bu ilk durum
nefs-i nâtıkanın aksine, bedenin ölümünden sonra
gibidir. Zira nefs kendisine ait bazı canlılık
23 İbn Sina, Kitâbü'ş-Şifâ: Nefs, 61. 25 Aristoteles, Ruh Üzerine, çev. Ömer Aygün – Y. Gurur Sev
24 Macit, “Aristoteles ve İbn Sînâ’da Nefs-Beden İlişkisi (Pinhan, 2019), 87–89.
Problemi ve Modern Zihin Felsefesindeki Bazı Yansımaları”, 26 İbn Sina, Kitâbü'ş-Şifâ: Nefs, 69.
73.
27